PERGE ANTİK KENTİNDE BULUNAN İZLEME İSTASYONU İLE MOZAİK TEKRAR GÖMME SİSTEMLERİNİN ARAŞTIRILMASI (ADEP)


Sedef Çokay-Kepçe, Şehrigül Yeşil

Antik sit alanlarındaki mozaiklerin döşendikleri mimari yapıyla birlikte korunması 20. yüzyılın ortalarından itibaren önem kazanmıştır. Geniş alanları kaplayan mozaik döşemelerin in situ korunması için en yaygın kullanılan yöntem tekrar gömmedir. Tekrar gömme, atmosferik, çevresel ve mekanik tahribat etmenlerin yanında, vandalizm ve hırsızlığa karşı, arkeolojik eserlerin farklı ayırıcı ve dolgu malzemesi ile kapatılarak koruma altına alınmasıdır.
Neredeyse arkeolojik kazılar yapılmaya başlandığından beri uygulanmasına rağmen tekrar gömme uygulamaları konusunda henüz titiz bir metodolojiden söz edilememektedir. Bunun nedeni, tekrar gömme için kullanılacak malzeme ve uygulama biçimi konusundaki bilgi eksikliğidir. Arkeolojik sit alanlarının tekrar gömülmesi konusundaki literatür büyük oranda mozaik buluntulara ilişkindir. Buna rağmen mozaiklerde kullanıldığı biçimiyle sığ tekrar gömme sistemlerinin özellikle ekolojik bozucu etmenlere karşı davranışının incelendiği araştırmalar son derece sınırlıdır.
Bu gereksinim ve alandaki bilgi açığı göz önünde bulundurularak mozaik taban döşemelerinin bozulmasına yol açan anahtar parametrelerden olan su/nem, sıcaklık, asidite, tuzluluk ile bitki oluşumu bakımından deneysel yolla karşılıklı olarak araştırılması için yeni bir alan deney metodu geliştirilmiştir. Perge antik kenti, Güney Hamam içerisindeki “Basilica Thermarum” olarak tanımlanan mekândaki mozaiğin yaklaşık 110 metrekarelik bir bölümü üzerinde bir izleme istasyonu kurulmuştur. Araştırma kapsamında, 1. tessellatum tabakası üzerine sadece toprak dolgu malzemesi; 2. tessellatum tabakası üzerine sadece kum dolgu malzemesi; 3. tessellatum yüzeyine serilen jeotekstil üzerine kum dolgu malzemesi; 4. tessellatum yüzeyine serilen jeotekstil üzerine sırasıyla kum ve çakıl; 5. tessellatum yüzeyine jeotekstil ve pozzolana ve son olarak; 6. tessellatum yüzeyine sırasıyla, yak. 5 cm kum, jeotekstil ve tekrar 15 cm kum ile oluşturulan tekrar gömme sistemleri incelenmiştir. Bu sistemlerdeki nem kapasitesi, sistemlerin yağışlara verdiği tepki, sıcaklık değişimi, asidite, tuzluluk ve bitki oluşumu gibi bozulmaya yol açan anahtar parametreler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
Daha önce toprak tarımı geliştirme araştırmalarında kullanılan sensör ve cihazlar ile oluşturulan izleme istasyonundan 2017-2018 yılları arasında, dünyada ilk kez sığ derinlikteki gömme sistemlerinden veri alınmış; hassas ve tutarlı bulgular elde edilmiş, ilerde yapılacak çalışmalar için güvenilir bir kaynak oluşturulmuştur. Sistemlerin avantaj ve dezavantajları konusunda önemli sonuçlar elde edilmiştir. Tüm dünya genelinde mozaiklerin tekrar gömülmesi konusunda yapılan ve sonuçları değerlendirilebilen bu ender çalışma yeni araştırma soruları ortaya koymuştur. Özellikle jeotekstillerin sığ tekrar gömme sistemlerindeki etkinliğinin yanı sıra jeotekstilin doğrudan mozaik yüzeyinde ya da bir dolgu malzemesinden sonra ayırıcı olarak kullanımının daha uzun süre veri toplanarak, kapsamlı incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca gömme sistemlerindeki nem/sıcaklık verileri ile sistemlerdeki tuzluluk/asidite ilişkisinin daha iyi anlaşılması için sık aralıklarla alınan arkeometrik analiz örneklerinin karşılıklı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Atmosferik koşullarla doğrudan ilişkili olan bu araştırmada, daha uzun vadeli veri alınmasıyla, tekrar gömme sistemlerin daha iyi anlaşılabilmesi; yeni ve daha efektif sistemler geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Araştırma Üniversiteleri Destek Programı /ADEP Projesi desteğiyle, literatürde kabul gören nem/sıcaklık gibi parametre algılayıcıları ve kablosuz veri transfer ünitelerinin yerleştirilmiş; gerekli yazılımların güncellenmesi ve veri kalitesinin incelenmesi tamamlanarak düzenli nem ve sıcaklık verileri alınmaya başlanmıştır. Buna paralel olarak 3 ayda bir olmak üzere yılda 4 kez bozucu parametreler olan asidite ve tuzluluğun tespitine yönelik analizler için örneklerin alınmasına devam edilmektedir. Daha ileriki aşamalarda arkeolojik alanlardaki ihtiyaçlara yönelik özgün veri alma ünitelerinin gereksinimlerinin tespitini için iş birlikleriyle çalışmalar sürdürülmektedir.
Bu bağlamda, araştırmanın bir diğer hedefi, farklı antik alanlara ya da ortam koşullarına uyarlanabilecek izleme istasyonlarının metodolojik gelişimine katkı sağlamaktır.